Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | büyütmek (çocuk) | raise f. | ||
Since my parents died in an accident when I was three, my aunt raised me on her own. Ailem ben üç yaşındayken bir kazada öldüğü için beni teyzem tek başına büyüttü. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | büyütmek (çocuk) | reyse f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | çocuk büyütmek | raise a kid f. |
Genel | çocuk büyütmek | raise a child f. |
Genel | çocuk büyütmek | bring up a child f. |
Genel | (çocuk) büyütmek | bring up f. |
Genel | çocuk büyütmek | care for f. |
Genel | bir maaşla iki çocuk büyütmek | raise two kids on one salary f. |
Genel | çocuk büyütmek | raise children f. |
Genel | çocuk büyütmek | raise children f. |